Latest News
Everything thats going on at Enfold is collected here
Hey there! We are Enfold and we make really beautiful and amazing stuff.
This can be used to describe what you do, how you do it, & who you do it for.
Aile eğitimlerini es geçmeyin!
YazılarAile eğitimlerine yüksek katılım olması en büyük arzum. Çünkü anne ve babalar ne kadar bilgili olursa çocuklar o kadar iyi, eğitimciler o kadar yüksek motivasyonlu oluyor.
Yazı: Parin Yakupyan
ÖÇED Yönetim Kurulu Başkanı
Otizmli Genç Annesi
Her bireyin gelişiminde ailenin payı çok büyükken, farklı gelişen çocuklarda bu pay katlanarak artmaktadır. Aile bilinçli olmaz, bilgili olmaz, sağlam duramazsa çocuğun gelişimi maalesef ki sınırlı kalacaktır. Bununla ilgili bilimsel araştırmalar da yapılmış ve görülmüştür ki, aile eğitimin içinde olmadığında çocuk isterse haftada 40 saat eğitim alsın, tam bir ilerleme mümkün olamıyor.
Öçed e-dergi Aralık 2017 sayısında da “Özel Eğitimde Ailenin Önemi” konusuna değinmiştim. Çünkü bu benim için çok önemli bir konu. Hatta belki de en önemli konu… Aile iyi olacak, sağlıklı olacak, bilgili olacak ve özel eğitimde öğrendiklerini hayata taşıyacak… İstikrarlı olacak, “hayır” denmişse bir şeye o asla “evet”e dönmeyecek.
Bu ay yine aynı konuyla ilgili ama biraz daha farklı bir mesaj vermek istiyorum. Üzgün olduğum, üzüntülü olduğum bir konu bu…
Algı Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi olarak kurulduğumuz yıl olan 2007’den bu yana aile eğitimlerinin ne kadar önemli olduğunun bilinciyle ve eğitimcilerimizin de katkılarıyla sürekli seminerler düzenliyoruz. Çünkü hep bahsettiğim gibi ailenin eğitim hakkında bilinçlenmesini çok çok önemsiyoruz. Fakat yıllardır biz söylüyor, biz dinliyoruz. Ciddi emek ve fedakarlıklarla hazırlanan seminerlerimize/eğitimlerimize katılan az sayıda veli olması motivasyonumuzu kırıyor. Her yıl yeniden, “belki bu sefer” diyerek tekrar tekrar deniyoruz ama sonuç maalesef hep aynı oluyor. Hafta içi denedik, hafta sonu denedik, akşam denedik sabah denedik, ücretsiz denedik, düşük ücretli denedik… Sonuç hep aynı oldu.
2016-2017 Sonbahar/Kış eğitim dönemimizde ÖÇED’in de desteğiyle ve Kültür Bakanlığı iş birliğiyle sertifika vereceğimizi duyurduk ve salonumuza sığamadık seminerlerde. Bu kez buruk bir mutluluk yaşadık. En azından “çalışmalarımız yerini buldu” diye düşündük. Eğitimciler, eğitimci adayları ilgiyle dinledi, eğitimcilerimiz daha motive oldu, daha heyecanlıydı tüm ekip. Çünkü hazırlık yapıp boş salona bir şeyler anlatmak kadar umut ve şevk kırıcı başka bir şey yok sanıyorum.
Bu eğitimlere annelerimizin ne kadar çok ihtiyacı var, ben biliyorum. Konuların hepsi birbirinden önemli, eğitimcilerin hepsi mesleğinde deneyimli ve uzman. E, o zaman nedir bu bilgiye tokluğumuz? Nedir bu, “bilgi bana gelsin, ben gitmeyeyim” düşüncesi? Biri bana anlatsın lütfen, çünkü ben ilk dönemlerde nerede eğitim varsa koşa koşa giderdim. Kalkıp Bursa’ya gitmişliğim vardır iki kelime fazla öğrenmek için…
Unutmayın, bizlerin/eğitimcilerin elinde sihirli değnek yok. Başaracak olan siz velilersiniz. Siz iyi olmazsanız çocuklarınız da olamaz ki. Siz ne kadar bilgili olursanız çocuklarınız o kadar iyi, eğitimcileriniz o kadar motive olur…
Bu, tek bir aileye ithafen yazılmış bir yazı değil. Elbette pek çok ailemizin haklı sebepleri ve açıklamaları vardır katılım göstermemelerinde. Pek çoğunuz yolun başını çoktan aşmış ailelersiniz. Benim sözüm aslında daha yenilere, yolun başındakilere, zamanı ve fırsatı olup gelmeyenlere… Her seminere, her eğitime katılacak hali yok kimsenin… Bekleme salonunda oturup eğitime katılmayanlar, “hocamıza sorduğumuzda nasılsa anlatır” diyenler de oluyor. Herkesin şartı, imkanı, ortamı farklı kabul ediyorum. Ama bu bilgiler gerçekten büyük emeklerle hazırlanıyor ve ben daha çok anne katılsın ve bilgilensin istiyorum.
Bardağın dolu tarafından baktığımda geçen yıl yeni eğitimcilerin veya eğitimci adaylarının katıldığı seminerlerimizde gerçekten çok güzel paylaşımlar da oldu. Mesleğe adım atacak eğitimcilere bir şeyler öğretebilmek gerçekten de güzeldi aslında… Emeklerimiz bir şekilde karşılık da buldu. “Ailelerimiz neden daha fazla yararlanmıyor” duygusallığı biraz benimkisi. Özgürlüğünü yitirmiş, kendi özbenliğinin ihtiyaçlarını gideremeyen, evladını bir dakika bırakamayan, bağımlı olmanın yıkıntısı içinde olan velilerime de bir duygu yükü, bir sitem eklemek de istemem ayrıca. Bir ekmek almaya gidecek özgürlüğü olmayan insanlara maalesef devrim niteliğinde çözümler gerektiğini de gayet iyi biliyorum.
Özetleyecek olursam eğitimlerimize daha fazla ailenin katılması en büyük arzum. Her bilgilenen ailenin çocuğu daha fazla ilerleyecektir, inanın bana…
Özel eğitimde ailenin önemi
YazılarYazı: Parin Yakupyan/ÖÇED Yönetim Kurulu Başkanı
Bu yazımda size erken tanı, zamanında müdahale ve özel eğitim kadar önemli bir konudan bahsetmek istiyorum: Aile işbirliği… Bu, özel eğitimde başarının olmazsa olmazı…
Sevgili anneler, babalar, dedeler, büyükanneler…
Çocuklarımızın özel eğitim serüveninde bizler ne kadar bu sürece dahiliz? Bunu hiç düşündünüz mü? Çocuklarınızı götürdüğünüz özel eğitim kurumlarında özel eğitimciler çocuğunuzun eğitimi için çaba harcarken asıl görevin sizlerde olduğunun farkında mısınız?
Yani sizler yoksanız özel eğitimcinin ilerleme kaydetmesi de nerdeyse imkansıza yakındır, bu iş iğneyle kuyu kazmaktan farksız olur o zaman…
Çocuklarınız ayda 8 saat veya 18 saat veya hadi olsun 40 saat özel eğitim alırken, sizlerle günde 12 saat geçirmektedirler. İşte bu sebeple de eğitime tabi olmadığınız bir özel eğitimden başarı beklemek abesle iştigal etmektir, lütfen kusuruma bakmayın…
Ben profesyonel iş hayatım gereği özel çocuklarla, özel ailelerle, özel eğitimcilerle birlikteyim sürekli. Ve bu dediğimi lütfen unutmayın, eğitimde aile işbirliği sağlamışsa o çocuk ekstra bir durum olmadığı müddetçe mutlaka ilerlemiştir.
Eğitimcilerimizin en büyük şikayeti ailelerin eğitim sürecine tabi olmamaları ve özel eğitimi desteklemedikleri yönündedir. Bazen kişisel çabalar boşa çıkmakta ve akıntıya kürek çekiyor olmak eğitimcilerde de moral bozukluğuna ve enerji eksikliğine sebep olmaktadır. Bazen eğitimciler bana gelip “Çocukla ilerleme kaydedemiyorum, aile hiçbir şekilde destek olmuyor, sanki boşuna çabalıyorum, o zaman da kendimi değersiz hissediyorum” diyorlar. İşte o zaman ben de bir ebeveyn olarak kendimi inanılmaz kötü ve moralsiz hissediyorum. Çünkü işimizin amacı her çocukta, her ailede bir fark yaratabilmektir.
Kurum olarak yıllardır aile eğitimleri düzenlemekte, veli toplantıları tertip etmekteyiz. Bu organizasyonlarda hem kurum olarak hem eğitimci olarak belli fedakarlıklarda bulunmaktayız. Çocuk ve aileye olan katkı dışında bizlere katkı sağlamayan organizasyonlardır bunlar.
Ve çoğu zaman bu eğitimlere/toplantılara ailelerimizin katılımı konusunda büyük hüsranlar yaşamaktayız. Peki sizce biz bunu yıllardır neden yapıyoruz, neden sürdürüyoruz? Sizler için elbette… Ailelere soruyorum bazen “Eğitime neden katılmadınız?” diye… “Ben eğitimcime seans sonlarında soruyorum, beni cevaplıyor zaten”, “Zamanım olmadı”, “İşim vardı” ve hatta “Unuttum” gibi cevaplar alıyorum bu soruma… Sizlerin tek sorumluluğu çocuğu özel eğitime götürüp getirmek değildir…
Sizler çocuklarınız için çaba harcamayacaksanız, size verilen ödevleri/yükümlülükleri yerine getirmeyecekseniz karşınızdaki eğitimciden bunu nasıl beklersiniz? Nasıl bir başarı umarsınız? Eğitimcinin de morale ve enerjiye ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.
Lütfen sözlerim sert gelmesin… Beni takip eden pek çok velim var. Elbette içlerinde çok destekçi aileler de var ama inanın bu sayı diğer çoğunluktan az.
Özel eğitim, birlikte iş birliği yapabilmişsek başarılı olunacak ve sonucundan memnuniyet yaşanacak bir iştir. Bunu unutmayalım.
Eğitimcilerin de moral ve enerjiye ihtiyaçları var. Bu etkinliklerde onları/bizleri yalnız bırakmayın, hepsi çocuklarımızın iyiliği için unutmayalım.
Parin Yakupyan “1 Dünya İş”in konuğu oldu
VideolarÖzel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Parin Yakupyan, 27 Kasım 2017 tarihinde “1 Dünya İş” programına canlı yayın konuğu olarak katıldı.
1 AN TV’de yayınlanan ve Goncagül Feyman’ın sunduğu programda otizm konusu ve Öçed’in çalışmaları ele alındı. Konuşmasında farkındalığın artmasının önemine vurgu yapan Yakupyan, ayrıca ÖÇED e-derginin çıkış amacını anlattı, kaynaştırma eğitiminin öneminden bahsetti ve otizmli bireyler için uygulanabilecek sigorta uygulamaları gibi birçok önemli konuya değindi.
Vakit kaybetmeyin, çocuğunuza yazık etmeyin!
YazılarYaz?: Parin Yakupyan ��ED Y�netim Kurulu Ba?kan?
Bazen o kadar �z�l�yorum ki… �zellikle okullar?n a�?ld??? g�nlerde �ok daha fazla… Hayat?mla tecr�be etti?im pek �ok konuda ba?ka ailelerin yapt??? hatalar? g�rd�k�e ve bu konuda hi�bir ?ey yapamay?nca, anlatamay?nca, dinletemeyince kahroluyorum. ��nk� ailelerin yapt??? bu hatalar?n bedellerini �ocuklar? �ok a??r �d�yor.
Farkl? geli?im g�steren (ad? otizm olsun, sosyal geli?im bozuklu?u olsun, atipik otizm olsun, geli?im gerili?i olsun, ne olursa olsun) �ocuklar?n okul �a?? gelene kadar tan?lanmamas?n?, rapor �?kar?lmamas?n? anl?yorum. Ailelerin maddi g��leri varsa neden �?kars?nlar ki zaten o raporu? O, ailenin ki?isel inisiyatifidir. Ama �ocu?un okula ba?lad??? d�nemde art?k bu ki?isel bir karar olmaktan �?kmal?d?r bana g�re. Bu �ocu?a kayna?t?rma raporu �?kar?lmal? ve �zel okullarla u?ra?madan bir devlet okuluna gerekiyorsa-ki bana g�re ba?lang?�ta entegrasyon sa?lanana kadar ?art-bir g�lge �?retmenle gidilmeli.
Belli bir ekonomik g�ce sahip velilerimiz (bazen rapor bile �?kartmadan, hi� tan?lamadan) �zel okulu tercih etmekte. Bu veliler hakl? olarak �ocuklar?n?n az say?da ki?iyle olmas?n?, daha hijyenik bir ortamda olmas?n?, daha bir ??k ortamda olmas?n? istemekte… Ama �zel okulu tercih eden veliler bilmeliler ki, s?n?fta �ocu?u istemeyen di?er veliler olabilir, �zel okullar?n ticari kayg?s?yla di?er velilerin isteklerini yerine getirmek zorunlulu?u ile zor bir s�re� ya?anabilir. Devlet okulunda b�yle bir veli buy alpha pharma steroids online kayg?s? genelde yoktur. Bu anlamda benim g�r�?�me ve deneyimime g�re �zel okula verilecek para g�lge �?retmene verilirse �ok daha h?zl? bir geri d�n�? olacak, bundan en �ok �ocuk olumlu etkilenecektir.
“Her devlet okulu g�lge �?retmen kabul etmiyor” diyebilirsiniz belki ama kabul eden devlet okulu say?s? �zel okul say?s?ndan fazla. Ba?l? bulundu?unuz il�enin okulu kayna?t?rma raporunuz varsa zaten �ocu?unuzu almak zorunda.
Rapordan bu kadar korkulmamas? gerekiyor. �ocuk d�zeldi?inde, tan?s? kalkt???nda rapor da kalk?yor zaten. Gecikilmi? bir e?itim maceras? yerine e?itimin i�ine dahil olun bir an �nce. “�ocu?umu veli istemedi” ile enerjinizi t�ketece?inize bir an �nce dahil olun sisteme. E?er okul, g�lge �?retmeni kabul etmiyorsa, valili?e ba?vurun. Bir ?ekilde bunu sa?lamak m�mk�n. Asl?nda en g�zeli, en do?rusu kabul eden ve yard?mc? olmak isteyen �?retmeni bulun ve o okula kay?t ettirin �ocu?u.
Bu konuda �zel e?itim �?retmeninizden destek al?n. Telefonla ya y�z y�ze g�r�?erek ileti?im kursun okulla… Okulda seminerler verilsin, �?retmenler ve veliler �?rensin bu sistemi.
Unutmay?n, “Bilmiyorum ama �?renirim” diyen, “�ok iyi biliyorum” diyenden daha iyidir her zaman!
Yani uzun laf?n k?sas? benim �nerim, farkl? geli?en �ocu?unuzun durumunu �abucak kabullenin ve bir devlet okulunda g�lge �?retmenle dahil olun sisteme…
Koç Üniversitesi’nde Toplum Ruh Sağlığı Paneline Katıldık
EtkinliklerÖzel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Parin YAKUPYAN, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıf Psikiyatri eğitimi kapsamında Prof. Dr. Mehmet Kemal KUŞÇU moderatörlüğünde düzenlenen Toplum Ruh Sağlığı adlı panelde özel gereksinim, özel çocukların şu anki durumları, toplum merkezli uygulamalarda çocukların ihtiyaçları, aile katılımı ve sivil insiyatifin sürece katkıları hakkında bilgilendirme yaptı.
Panelde ayrıca Şizofreni Dostları Derneği Başkanı Mesut DEMİRDOĞAN da psikoz ve şizofreninin ne olduğunu hayatından alıntılar yaparak anlattı ve Toplum Ruh Sağlığı hakkında görüşlerini dile getirdi.
Prof. Dr. Mehmet Kemal KUŞÇU’ya davetlerinden dolayı teşekkür ediyoruz.
Özel eğitimin neresindeyiz?
YazılarYazı: Parin Yakupyan
ÖÇED Yönetim Kurulu Başkanı/Otizmli Genç Annesi
2016 yılında yazmıştım bu yazıyı… Hala soruyorum kendime “Özel eğitimin neresindeyiz?” “Başındayız” demekten başka bir şey gelmiyor dilimden… Neden mi?
✔ Normal gelişime sahip bireyler haftada minimum 30 seans eğitim alırken özel gereksinimli bireyler ayda 8 seans ile sınırlandığı için başındayız…
• Özel gereksinimli bireyler örgün eğitim hayatlarında her çeşit ayrımcılıkla karşılaştıkları için, yaşıtlarıyla birlikte kaynaştırma eğitimine çoğu zaman devam edememekte eğitim hayatlarını özel eğitim sınıflarında/okullarında sürdürmektedirler. Sınıf düzeylerinin karma oluşu ve çocukların davranış sorunlarının artması gibi sebeplerle örgün eğitimde de fayda sağlanamaktadır.
✔ Özel gereksinimli bireylerimizin ancak cûzi bir kısmını eğitime dahil ettirebildiğimiz için başındayız…
• Maalesef çok az sayıda çocuğumuz eğitim hayatından yararlanabilmekte. Tohad’ın yaptığı araştırmanın 2014 verilerine göre 18 yaşın altındaki 352 bin bireyden sadece 2219’u kaynaştırma okuyabilmekte.
✔ Özel gereksinimli bireye sahip ailelerin her eğitim-öğretim dönemi başında kapı kapı gezdirilip, çocuklarını bir kuruma kabul ettirmeye çalışmasından dolayı başındayız…
• Çocuğu kaynaştırma ile okuma hakkına sahip aileler çocuklarını okulların kabul etmesi için deyimi yerindeyse kapı kapı gezmekte, doğru okulu, doğru öğretmeni bulmak için çabalamakta, pek çok sorun görmezden gelinmekte, haklarımız bile çoğu zaman dile getirilememektedir.
✔ Kaynaştırma diye çırpınırken ayrıştırma ile karşılaştığımız için başındayız…
• Çocuğumuz kaynaştırma yaklaşımı ile yaşıtlarıyla bir arada olabilsin diye aileler çırpınırken çoğu zaman diğer ailelerin, çocukların veya öğretmenlerin ayrımcılığına uğramakta, sınıflarda okullarda istenmemektedir. Kaynaştırma çoğu zaman kaynama noktasına gelmektedir.
✔ Yönetmeliklerle belirlenmesine rağmen, özel gereksinimli bireylerin kaderinin kişilerin insafına bırakılmasından dolayı başındayız…
• Kaynaştırma hakkı kanunlarda yönetmeliklerde çok nettir. Ancak kaynaştırmanın uygulanabilmesi çoğu zaman karşımıza çıkan okul yöneticisinin veya öğretmenin insafına kalmaktadır.
✔ Verilen hakların sadaka niyetiyle verilmesinden ötürü başındayız…
• Hakların özel gereksinimli bireylere verilen bir lütuf gibi gösterilmesi ve “şükredin eskiden bu da yoktu” yaklaşımı yıpratıcı olmaktadır.
✔ Ailelerin, “Çocuğuma benden sonra ne olacak?” sorusuna bir cevap inşa edemediğimiz için başındayız…
• Çocuğun durumu ne kadar iyi olursa olsun çocuklar büyüdüklerinde aileleri olmadığında hayatlarını tek başlarına sürdürebilme durumuna gelememektedirler. Ve aileleri olmadığında da bakımevlerinin durumu maalesef çok kötü durumdadır. “Benden sonra ne olacak” düşüncesi tüm özel gereksinimli birey ailelerinin ortak kaygısıdır.
✔ Hala daha özel eğitimle ilgili temel kavramları anlatıyor olmakla zaman kaybettiğimizden dolayı başındayız…
• Özel eğitim teknikleri, doğruları, olması gerekenleri maalesef pek az uzman tarafından bilinmekte, kalifiye olmayan eğitimcilerle bireylerimiz ciddi zaman kaybetmektedirler.
✔ İnsanların önyargılarından sebep özel gereksinimli bireylerin feda edilmesinden ötürü başındayız…
• Toplumu oluşturan diğer bireylerin empati eksikliği ve farklılıklara karşı gösterdiği katı tutum sebebiyle çocuklarımız toplumdan dışlanmakta, çoğu zaman kapalı kapıların ardında yaşamaya mahkum olmaktadır.
✔ Enerjimizi özel gereksinimli bireylere değil de çevreye karşı dert anlatmakla harcadığımız için başındayız…
• Özel gereksinimli birey aileleri çocuklarını toplumun kabul edeceği bir şekle sokmak için ciddi zaman ve enerji harcamaktadır. Çocuklarıyla yaşadıkları ağır stresten fazla toplumun gösterdiği anlayışsızlık ailelerin yükünü çok kat artırmaktadır.
✔ Ailelerin umutları daha filiz halindeyken koparılıp kurutulduğu için başındayız…
• Tanı aldıktan sonra toplumun içerisine dahil oldukları ilk günden itibaren uğradıkları ayrımcılık ailelerin içe dönmelerine, seslerini yeterince duyuramamalarına sebep olmaktadır.
✔ Anlayış beklerken, hep anlayış gösteren taraf olduğumuz için başındayız…
Yolun uzun,
Yolun dikenli,
Yolun taşla doldurulmasından ötürü
Biz hala yolun başındayız.
Save
Save
Save